islamiyeti öğrenmek
İslamiyeti Öğrenmek
Dini bilgiler doğrudan ibadet ve imanla ilgili olduğundan bir Müslüman onları öğrenmek, bilmek ve elde etmek mecburiyetindedir. Okuduğu kitaplar insana Allah’ını, peygamberini öğretiyor, ona dünya ve ahirette mes’ut kılacak malumatı veriyorsa, bunları öğrenmeden İslamı nasıl yaşayacaktır?
İslamiyet ancak okumakla, öğrenmekle yaşanılan bir dindir. “İlim tahsil etmek, (dini bilgiler elde etmek) her Müslümana farzdır” buyuran sevgili Peygamberimiz (a.s.m.), kadın, erkek ayırmaksızın her Müslümanın dinini bizzat öğrenmesi gerektiğine işaret etmiştir.
Dinimizi öğretecek kitapları okumak için anne, babanın iznine gerek kalmaz. Çünkü, bu bilgiyi elde etmeyi Allah ile Peygamber istemekte ve emretmektedir. Allah ve Resulünün emri olan bir mevzuda ayrıca kullardan izin alınmaz, bu mesele onların müsaadesine tabi olmaz.
Bu hususta en müşahhas örnek Hazret-i Ali Efendimizdir.
Peygamberliğin ilk günleriydi. Resul-i Ekrem Efendimiz Hz. Hatice ile birlikte namaz kılıyordu. Henüz on yaşlarında bulunan Hz. Ali hayran hayran onları seyretti. Namaz bittikten sonra merak edip sordu: “Nedir bu yaptığınız?”
Peygamberimiz: “Ey Ali, bu Allah’ın seçtiği, beğendiği dindir. Seni bir olan Allah’a iman etmeye çağırıyorum. İnsana fayda ve zararı dokunmayan putlara tapmaktan sakındırıyorum” buyurdu.
Bir an için duraklayan Hz. Ali, “Bu, benim bu zamana kadar duyup işitmediğim bir şey. Babamın iznini almadan bir şey yapamam” diye konuştu. O gün kimseye bu meseleyi açmadı. Geceyi düşünerek geçirdi. Şafak aydınlığıyla kalbine bir ışık doğdu. Doğruca Resulullahın (a.s.m.) huzuruna vardı, şöyle konuştu:
“Allah beni yaratırken babam Ebu Talib’e sormadı. Ben neden Allah’a iman edip ibadet etmek için gidip ona danışıp iznini alayım?” Böylece ilk Müslüman çocuk olma şerefini aldı.
Evet, Hz. Ali kendisini yaratanı tanıyacak, ona iman edecek, ibadette bulunacaktı. Bunun için gidip ayrıca babasına danışması, onun fikrini alması bir mana ifade etmezdi.
Bundan dolayı, insanın babası razı olmasa da dini ve imani bilgilerini elde edecek kitapları okumalı, öğrenmelidir. Fakat, bunu yaparken onları rencide edecek, kalplerini kıracak bir tutum içine de girmemelidir. Çünkü bir baba ne kadar haksız olursa olsun, evladın ona karşı gelmeye, onu rencide etmeye hakkı yoktur. Konu kendisine güzellikle anlatılmalı, mahiyetini bilmediği mevzular izah edilmelidir.
Siz de İslamî eserleri okumakla şahsi hayatınızda meydana gelen müspet değişiklikleri ona hissettirirseniz fazla zaman geçmeden size hak verecektir. Burada size düşen, heyecana kapılmadan kendinize hakim olmak, evlatlık vazifenizi yerine getirme hususunda titiz davranmaktır.