Esmaül Hüsna Esintisi - Namaz ve Biz

Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi

Dil Olmasaydı Nasıl Olurdu

 DİL OLMASAYDI NE OLURDU

Dilin varlığının değerini anlamak için “Dil olmasaydı ne olurdu?” diye düşünmemiz yeterlidir. Eğer dil olmasaydı insanların devlet, şehir, köy, hatta aile kurması mümkün olamazdı. Sosyolojik hiçbir kurumun kurulamayacağı bir ortamda, insanlığın üretim yapması da mümkün olmazdı. Dolayısıyla tekstil ürünleri, arabalar, cam eşyalar, kalemler, defterler… hiçbiri var olamazdı.

Dilin ne kadar önemli olduğunu anlamamız bile, dilin ifadeleri ile mümkündür. örneğin dilin önemini belirten bu yazı yine dili kullanmamız sonucunda oluşmuştur. Görülüyor ki insanların dili sonradan icat etmeleri mümkün değildir. çünkü dili icat etmek ancak bir irade, bir yönelim ile mümkün olur. Eğer dilin önemi bile ancak dille ifadesini bulabiliyorsa, dilin bilinmediği bir dönemde insanlar nasıl "Haydi dil diye bir şey icat edelim" diyebilir? Dil toplumsal birşeydir. Dilin kendisinin olmadığı bir durumda toplum oluşamaz ki!

Dilin geliştirilmesi elbette mümkündür. Fakat bu dil, belli bir seviyede bilindikten sonra mümkündür. Var olan bir filizin daha büyütülmesi gibi… Dilin hiç olmadığı bir durum, tohumun olmadığı duruma benzer ki artık bir ağaç elde etmek hiç mümkün olmayacaktır. Bir kavram için bir kelime icat edildiğini düşünelim. (Nasıl olacaksa!) Bu kelime insanlarda "dil" olgusu oluşmadığı için hemen unutulmaya mahkumdur. Yazının icadı, dilin icadından sonra oluşacak bir aşamadır. Dil kavramının olmadığı bir ortamda, yazının icadı sayesinde mümkün olan birikimin toplanması ve aktarılması da imkansızdır. İnsanlarda dil bilmenin önemi de dil bilinmeden anlaşılamayacağına göre; anlık çıkartılan seslerin toplumsallaşması ve ortak kabul görmesi düşünülemez. Dil toplumsal kabulle ortak olarak kullanılan bir araçtır. Dilin olmadığı bir ortamda ise en basit yapıdaki ailenin bile oluşması mümkün olmadığından, toplum bilinci de oluşamaz. Toplum bilincinin olmadığı bir ortamda ise toplumsal bir hareketle dilin icat edilmesi beklenemez.

İnsan, doğduğu zaman canlıların bakıma en muhtaç olanıdır. İnsan çok uzun yıllar ebeveynlerine muhtaç yaşar. Dilin olmadığı bir ortamda, iletişim sağlanamadığı için aile oluşamaz. İnsanlar cinsel ilişkiye girse bile, çocuğun babası belli olmaz, ancak anne belli olur. Dilin olmadığı bir ortamda insanların cinsel ilişki ile doğum arasındaki ilişkiyi, aradaki dokuz aylık süreye rağmen kurmaları pek mümkün gözükmemektedir. Bu bağlantı bile kelimelerle düşünmemiz sayesindedir. Ayrıca insanların aile oluşturmaları, cinselliğin çiftler arasında sınırlandırılması da dil olmadan mümkün değildir. Böylesi bir ortamda çocuk ancak annesini bilebilir. çocuğu tek başına beslemek, emzirmek zorunda kalan anne, bu işi tek başına acaba nasıl yapar? İnsanın diğer canlılarla karşılaştırılması mümkün değildir. Diğer canlıların çoğu, doğumdan kısa bir süre sonra yürür, uçar ve kendi besinini elde etmeye başlar. Ve birçok canlı türü yavrusunu koruyacak şekilde doğuştan programlıdır. Oysa dilin sağladığı kültür ve iletişim sayesinde, tüm canlıların en acizi olan insan yavrusunun, uzun yıllar süren bakımı sağlanır. İnsanın kelimeleri kullanma yeteneği sayesinde düşünmesi, diğer canlılardaki doğuştan programlanmanın yerini almaktadır. 

Dil, toplumsal kabul sonucunda ortak olarak kullanılan bir araçtır. Dil, toplumun içinde yaşar, fakat eğer insanlar dil bilmeseydi toplum oluşamazdı. Bu yüzden dilin, dil olmadan var olamayacak olan toplum tarafından keşfedilmesi de, toplumun bir üyesi olmadan bireylerin keşfetmesi de mümkün görünmemektedir.

Eğer insanlar ilk yaratıldıkları dönemden itibaren dil bilmeselerdi, tahminimizce Dünya'daki yaşamlarını sürdürmeleri çok zor olurdu. Ayrıca kanaatimizce hiç dil bilmeyen insanların, dili sonradan icat edecek kabiliyet ve iradeye sahip olmaları mümkün değildir. Bu sorunlar tek bir şekilde çözülebilir. O da, ilk insandan beri konuşmayı bildiğimizi kabul etmek şeklindedir. Kuran'ın ilk insanın konuşmayı bildiğini söylemesi, tüm bu veriler açısından da önemlidir. İnsan dili öğrenecek zihinsel yetenekle, dili duyacak kulakla, cevap verecek ağız ve dille yaratılmıştır. Ne insan zihninin mükemmel yaratılışını, ne de kulağımızın, ağzımızın, dilimizin harika ve kompleks yaratılışlarını tesadüfle açıklamaya imkan yoktur. Tüm bunlarla beraber Yaratıcımızın ilk insana dili öğretmesi de bizim bugünkü varlığımız için gereklidir. Daha uzun detaylara girmemizi gerektiren bu konuyu ilerideki kitaplarımızda incelemeyi düşünüyoruz.
Bu bölümde incelediğimiz ayetlerde; ilk insana, dilin öğretilmesinin vurgulanmasını çok önemli bulduğumuzu söyleyerek, bu bölümü noktalıyoruz.


Adem, Efendisinden kelimeler aldı...

2 Bakara Suresi 37

Resim Galerisi - 3D Resimler

ad
ad
ad
ad

Esmaül Hüsna

Dergi'nın Amacı

Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi... Kainatın sahibi olan Rabbimizin birbirinden güzel isimlerini içinde bulundurur Esmaül Hüsna. Bu güzelliği duyurmak için çıktık yola. Kainatın, bu güzel isimler üzerine kurulu olduğunu bilerek iman, ahlak, bilim, sanat, tarih gibi konuları tek bir çatı altında toplamak istedik... Devamı

Sağlık | Resim Galerisi | Sizden Gelenler | Faydalı Siteler| İslami Konular | Teknoloji

Copyright © 2010 - 2021 Namaz ve Biz Katkılarıyla | Site Web Tasarım Abdullah DUMAN
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol