Gule Bahcivan Gerek
Güle Bahçivan Gerek
İstiğfar tek başına olur, fakat terbiye tek başına olmaz. Büyük veli Ebu Ali ed-Dekkak rh .a., terbiye mürşidsiz olmaz der ve kendi başına terbiye olmak isteyenlerin durumunu şu misalle anlatır:
Kendi başına kalan kimse, dağ başında büyüyen ağaca benzer. Onun yaprağı olur, fakat meyvesi olmaz. Olsa da tatlı olmaz.
Kalpteki kinin, hasedin, rızık korkusunun, kendini beğenmenin, aşırı dünya sevgisinin, şehvet ve şöhret tutkusunun kendiliğinden gitmeyeceğini bilmelidir. Bütün günahlar, kalbi ve ruhu hapiste tutmakta ve gaflete, Sevgili'den ayrı kalmaya sebep olmaktadır.
Mevlâna Celâleddin-i Rûmi (k.s.) Hazretleri şöyle buyurur;
"Zâlim kimsenin sohbetinin zâlim yaptığı gibi, Sâlih kimselerle sohbet, seni sâlih kimse yapar."
İnsan, dünyada zâlim, fâsık ve günahkâr kimselerle sohbet edip onlarla oturup kalkarsa kıyamet gününde beraber haşrolunacaklardır. Sen ne kadar iyi olursan ol, onların o sohbetinin uğursuzluğu sana da sirâyet eder, ama sen onu anlamazsın.
Kötü ve günahkâr arkadaşın hâli, demircinin hâline benzer. Demirci dükkanında oturduğun zaman kıvılcımlar seni yakmaz, ama, onun çirkin kokuları ve ve siyah tozları seni bırakmaz, üzerine konar.
İnsanın tabiâtı, başkasının tabiâtından, farkına varmaksızın, etkilenir.
İnsan, bu dünyada sâlih kimselerin sohbetinde bulunursa, zikir meclislerindeki sohbetler gibi kıyamette de onlarla beraber olacaktır. Allâh-u Teâla, Tevbe süresi 119. ayette şöyle buyuruyor;
"Ey imân edenler! 'tan korkun ve sâdık kimselerle beraber olun."
Esans veya gül yağı satan birisinin yanına gidip oturduğun zaman esans kokusu sana da ulaşır. İyi kimselerle sohbet eden kişilere de o kâmil insanların kemâlleri sirâyet eder.
Şeyh Sâdi Şirâzi Hazretleri bir beytinde şöyle demiştir (farsçadan türkçeye tercüme);
Birgün hamama gittiğimde, hoş kokulu bir çamur gördüm,
Dostumun elinden, elime ulaştı,
Ona dedim ki; misk misin, amber mi?
Ki, gönülleri yakan kokusundan mest oldum,
Cevap olarak dedi ki, ben naçiz bir çamurum,
Lâkin bir müddet gül ile beraber bulundum,
Onunla oturmam bende bu kemâl eseri bıraktı,
Eğer böyle olmazsa, bildiğiniz gibi bir çamurum,
Ancak, azizlerin saçlarında ve sakallarında yer buldum,
Aziz oldum, aslında hor ve normal toprağım..
Buradan da anlaşılıyor ki, bir Mürşid-i kâmil'in sohbetinde bulunduğunda, az da olsa onun manevî feyzinden ve himmetinden yararlanırsın..
Allâh'a isyan bayrağını açan bir kimsenin sohbetinde bulunmanın, onunla arkadaşlık etmenin, kıyamet gününde rezil ve pişman olmak ile karşımıza çıkacağını, -u Teala Furkan suresi 28. ayette beyân ediyor;
"Yazıklar olsun, keşke falan kişiyi dost edinmeseydim..."
Kıyamet günü, böyleleriyle bulunanlar, son derece pişman olacaktırlar. İnsan, bu dünyada, sâlihlerin, zâkirlerin, mûrşidlerin, mûrşidlerin ilmi ile âmil olanların sohbetine iştirâk ederse, bu dünyada onlarla beraber olduğu gibi, kıyamet gününde de onlarla beraber olur. Zirâ, bunların sohbetlerinde boş söz, malayâni konuşulmaz, hele hele mûrşidlerin, sâlih kimselerin sohbetlerinde...
Hiç dostlarının sohbetlerinde bulundunuz mu dostlar? Eğer bulunmadınızsa, imkân varsa, gidin de o zevki bir tadın.. O sohbetlerde içinize mânevî bir huzur gelecek ve oradan hiç ama hiç ayrılmak istemeyeceksiniz...
Resûl-u Ekrem (S.a.v.) Hazretleri şöyle buyuruyor;
"Kim bir kavme karışır, onlarla beraber olursa, o kimse o kâvimdendir.."
Şunu iyi bilin ki ey dostlar, iki cihanın saadeti Evliyaullahın sohbetlerinden hâsıl olur.. O zevat-ı muhteremin sohbetlerine rahmet iner, sükûnet iner.. Melekler onlara kanat gerer. O sohbette bulunanları, Allâh-u Teâla meleklerine meth-u senâ eder.. Günahları silinir, yerine sevaplar yazılır.. Bu mübarek sohbetlerin daha nice faziletleri vardır