Allahu Ekber Ne Demek
Allahu Ekber Ne Demek?
Biz müslümanlar, sevindigimizde, üzüldügümüzde, şaşırdıgımızda, "şok" oldu umuzda, hayran oldu umuzda hep tekbir getiririz: Allahu ekber!
Çünkü, "Allah en büyüktür" manasına gelen tekbirin işlevi de anlamı kadar büyüktür. Seviniyorsak sevincimizi Allah'ın büyüklügüne baglarız.
Üzülüyorsak, kendimizi Allah'ın en büyük oluşuyla teselli ederiz. Ondan bagımsız bir saadet ve felaket tasavvur etmedigimiz için safa halinde de, cefa halinde de "Allahu ekber!" deriz.
Şaşırdıgımızda, Allah'ın en büyük oluşunu hatırlar ve bizi şaşırtan şeyin Allah için çok basit, sıradan bir şey oldugunu bir kez daha hatırlarız. "Şok" oldugumuzda, bizi şok eden olayın Allah katında daha büyüklerinin oldu unu dile getirmek için tekbir getiririz. Hayran oldugumuzda, hayretimizi esere degil o eserin sahici müessirine, sanata degil asıl sanatkara yönelttigimizi tekbirle ifade ederiz.
Namaza "Allahu ekber"le başlar ve her rekatta beş kez bunu tekrarlarız.
Namaz ki; o, Allah karşısında kulun esas duruşunu temsil eden ibadetler mecmuasıdır. Allah'ın en büyük oldugunu itiraf ederek başlamayan bir ibadet, insanı kula kulluktan nasıl kurtarabilir?
"Allahu ekber!" demekle, kula ve eşyaya kullugu reddettigimizi ifade etmiş olur ve O'na kullugumuzu secdeyle zirvesine taşırız. İşte tekbirin insanı getirdigi son nokta bir aşk hareketi olan secdedir.
Amerika'daki olaya ilk şahit oldugumda dudaklarımdan gayrı ihtiyari ilk dökülen cümle de bu oldu: Allahu ekber! Ölümcül bir kaza geçirmiştim; tam kaza anında da böyle bir tekbir getirdigimi hatırlıyorum. İşte o tekbirlerden bir tekbir; hesapsız, garazsız, ivazsız, dogaçlama, kendiliginden ve gelişi-güzel...
Başka ne diyebilirdim ki? Hoş, başka zamanlarda da hep hayretimi, şaşkınlıgımı bu muhteşem parolayla ifade etmişimdir. Fakat bu kez bambaşka bir olayla karşı karşıyaydım ve dudaklarımdan di erlerinden çok farklı bir "Allahu ekber!" dökülüyordu.
Allah büyüktür!
Allah kimden büyüktür?
Elbette herkes ve her şeyden.
Bu herkes ve her şey içerisine Amerika da girer mi?
Evet, evet; galiba bu tekbiri farklı kılan da buydu: Allah Amerika'dan da büyüktür.
Bir müslümanın bundan şüphesi olabilir miydi?
Ne diyorsunuz siz? Bakmayın bir çok insanın namazlarına "Allahu ekber"le başlayıp onlarca kez tekbir talimiyle sürdürdügüne. Aslında bir ço umuz, tekbir getirmekle ne dedi imizin farkında de iliz. Ne muhteşem bir ikrarda bulundu umuzun bilincine varmamışız.
İşte öylesine bir alışkanlık olarak tekbir getirdi imiz, sık sık suçüstü yakalandı ımızdan belli.
Çalış diyorsun, aldırma onlara, bismillah de ve yürü!..
Olur mu, diyor; ben onlarla nasıl baş edebilirim? Ekliyor: "Baksana nasıl da güçleri var!"
Estagfirullah de ve tekbir getir: Allahu ekber! Allah'tan da mı güçlüler?
Yürü, diyorsun; e er yürürsen varırsın. Çünkü yürüyenler hep vardılar...
Sahi mi, diyor, ama inanmıyor. Arabam yok ki diyor ve ekliyor: Ama onların uçakları var: sesten hızlı giden, görünmeyen, saatte bilmem kaç mil yapan...
Ben onları nasıl geçerim?..
Tevbe de ve tekbir getir: Allahu ekber! Sen Allah'ı "elde var bir" saymadıktan sonra, kaç paralık olursan ol solda sıfırsın... Solda sıfır olmakla sagda sıfır olmak arasındaki fark, olmamakla olmak arasındaki fark kadardır.
Uydularıyla her şeyi görüyor muymuş?
Her şeyi görene ne derlerdi?
-Basîr!..
Radarlarıyla her şeyden haberdar mı oluyorlarmış?
Her şeyden haberdar olana ne derlerdi?
-Habir!..
Sevdi ini yüceltir, onore eder, ihya eder; kızdıgını alçaltır, zelil eder, rüsva eder, imha edermiş, öyle mi?
Peki bunu yapana ne denir?
-Muizz ve Müzill!..
Düşmanını kahreder, dünyaya geldigine pişman eder, yeryüzünü başına yıkar, ocagına incir agacı diker, gücünün önünde kimse duramaz, yaptıgından sual olunmaz, intikamı pek şedit, istedi ini zorla söke söke alır, karşı konulmazmış ha!..
Yani Kahhar, Cebbar, Müntakim?..
Bu dedigin Allah'tır yavrum, Allah!..
Haydi imanını tazele ve bir tekbir de sen getir: Allahu ekber!
Aşkile bir daha...
Git elini yıka, yüzünü yıka, agzını yıka, gözünü yıka, gönlünü yıka, özünü yıka ve sözünü yıka da gel ve oku bakim: Allahu ekber!..
Siz hey, siz kovboyun ufaklıkları! Yuvalarından fırlamış gözlerle yıkılan Hubel'ini seyreden Mekke paganı gibi ne ayılıp bayılıyorsunuz öyle?
Biz "Allahu ekber!" diye haykırırken bizim a zımızı kapatmanızın sebebi bu muydu? "Amerika ekber!" mi dememizi istiyordunuz bizden? Haçlıların "hınk" deyicili ine kadrolu mu gelmiştiniz, yoksa geçici görevle mi atanmıştınız?
Haçlı seferine katılacak mısınız?
Ey içimizdeki Haçlılar, ey Haçlıların alfalıları, betalıları, gamalıları!
Hey sen, işemek için cami duvarı arayan kovboyun ördegini taşıyan 'yerli'!..
Duyuyor musun göklerin sesini:
Allahu ekber!..