Bilimsel tariflerin Risale-i Nurdaki karşılıkları
Bilimsel tariflerin Risâle-i Nur'daki karşılıkları
Risâle-i Nur, ilmin ve dinin bir bütün olduğu ve ilmin dine hizmet edeceği inancını her zaman ortaya koymuştur. Bu meyanda, kıyas-ı fasitle birbiri yerine ikame edilmesini uygun görmez. Hem ilim, hem de din, beraber ve birbirini tamamlayan durumdadır. "Fen bilimlerini bilmek, din ilimlerini de bilmek mânâsına gelmez." Tesbitini yapmıştır. Sadece din ilminin, fen ilmi olmadan yeterince anlaşılamayacağı malûmdur. Nitekim, Risâle-i Nur'da geçen; "Fen küllî kanunlardan ibarettir." hükmü, Kâinatta var olan bir yaratılış gerçeğidir.
Bediüzzaman'ın; "Fenler insandaki terakki meylini ve çok tecrübelerle fikirlerin birbirine kuvvet vermesinin neticesidir." diye ifade ettiği bilimler, kalkınmanın temel ayağıdır. "İnsanın mazhar olduğu ilmi, kemalatı, fenni ve terakkisi talimi esmadan kaynaklanmaktadır." ifadesinde, Esma-i İlahiye'ye dayanan bilimin terakki ve kemalat vesilesi olacağını belirtir.
Günümüzü tanımlayan; "Ahir zamanda hüküm ve kuvvet ilmin eline geçecek. İnsanlık âlemi bütün kuvvetini ilim ve fenden alacak." hükmü, 20. yüzyılın başlarında ortaya konmuştur. Geçen süre, bu tesbiti doğrulamıştır. İslâm dünyasının ilme ve fenne ne kadar muhtaç olduğu ortadadır.
Bediüzzaman'ın; "Allah hesabına müşahede edilen her şey ilimdir." ifadesinden, Kâinatta mevcut olan keşfedilmiş veya keşfedilmeyi bekleyen her gözlemin ilim olduğu anlaşılmaktadır.
Çağımızın en belirgin özelliği olan uzmanlık ve ihtisaslaşmanın, mikro düzeyde ve gittikçe derinleşen bir mahiyet almasıdır. Buna işaretle Risâle-i Nurda; "Bir fende sözü hüccet olanın, diğer fenlerde sözü hüccet olmayabilir." ifadesi, her bir uzmanın kendi uzmanlık alanının dışına çıkmaması gerektiğini vurgulanmaktadır.
Bediüzzaman'ın "temayülat-ı akliye" dediği istikbal, aynı zamanda "hikmet" olarak da belirtilmektedir. "Akıl ilim ve fennin hükmettiği istikbalde, aklî delile isnad eden ve hükümlerini akla tesbit ettiren Kur'ân hükmedecek." ifadesiyle, gelecekte delile dayanan hükümlerin kazanacağını ve bunun en kuvvetli dayanağının da Kur'ân olacağını müjdeler.