Cennet
Cennet
Bugün yaptıklarınıza karşılık olarak yeyin için, afiyet olsun!” (Mürselat, 43)
“Takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar. Oraya selamla, güven içinde giriniz. Kalplerinden, gönüllerinden her türlü gıll u kışı çıkardık. (Yani kimse kimsenin arkarından konuşmaz, kimse kimseye kin gütmez. ) Herkesçe kardeşçe yaşar. Kanepelerde karşılıklı oturur, sohbet eder, mesrur olurlar. Orada hiç bir sıkıntı görmedikleri gibi oradan hiçbir zaman çıkarılmazlar da.”(Hicr, 45/48)
“Ey benim inanıp teslim olmuş kullarım! Bugün sizin için ne korku, ne de en ufak bir üzüntü sözkonusudur. Siz ve eşleriniz sevinç içinde girin cennete. Onlara altın tabaklar ve testilerle yiyecek ve içecekler sunulacak. Orada, gözlerin gönüllerin istediği ne varsa hepsi hazır olacak. Sizler orada ebedi kalacaksınız. Dünyadaki amelleriniz karşılığında varis olduğunuz cennet işte burasıdır. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz.”(Zuhruf, 68/73)
“İnce ve kalın atlaslar, sırmalı kumaşlar giyecekler, tertemiz hûrilerle evlenecekler.. “(Duhan, 53/54)
“Oturmuş oldukları koltuklar üzerinden mazhar oldukları nimetlere bakarlar.”(Mutaffifîn, 23)
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;
“Cennetlikler orada yerler içerler. Fakat, ne küçük ve büyük abdest bozarlar ne de burunlarını sümkürürler; onların yedikleri, misk kokulu terler halinde vücutlarından buharlaşarak çıkar. Nefes alıp vermek gibi kendilerine tesbih ve tekbir getirmeleri ilham olunur.”(Müslim)
“Allah şöyle ferman etti: ‘Salih kullarım için, hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın aklına gelmeyen şeyler hazırladım.’ İsterseniz, ‘Onlar için hazırlanmış olan göz alıcı nimetleri hiç kimse bilmez.’(Secde, 17) ayetini okuyunuz.”(Buhari-Müslim)
“Tarakları altın, terleri misktir. Her birinin, güzelliklerinden ötürü topuklarının ilikleri görünen iki eş olacaktır. Aralarında bozuşma, küsme olmaz. Hepsinin kalbi bir kişinin kalbi gibidir. Sabah akşam Allah’ı tesbih ederler.”(Buhari-Müslim)
Allah Resulü’ne, en aşağı cennetliğin durumu sorulur, şu cevabı verir. “ En son cennete girecek olana Allah ‘cennete gir’ der. O da cennete gider bakar ki, her taraf dolu. Döner Allah’a sorar ‘Ya Rabbi, orası dolu, bana yer yok.’ Bu hadise üç defa tekrarl eder. Üçüncüsünde Allah, ona şöyle der: ‘Git cennete gir. Sana bir dünya, bir de onun on katı verildi.’ Adam şaşırır: ‘Ya Rabbi, benimle alay mı ediyorsun?’ der.(Buhari-Müslim)
“Her mü’minin cennette altmış mil yükseklikte içi boş, yekpare inciden bir evi vardır. Mü’minin bu ev içinde bir kaç eşi olacak, kendisi onları ayrı ayrı ziyaret edecek, fakat onlar birbirlerini bilmeyecekler.” (Buhari-Müslim)
“Cennetlikler, kendilerinden daha yüksekteki köşklerde kalanlara gökteki parlak yıldızlara bakar gibi bakarlar. Sahabe sorar: Ya Resulallah, o köşkler başkalarının ulaşamayacağı peygamber köşkleri midir? Efendimiz cevap verir. “ Evet, fakat Allah’a yemin ederim ki, Allah’a iman edip Peygamberlere tabi olan bazı seçkin kimseler de oralara yükselebilirler.”(Buhari-Müslim)
“Cennette bir pazar yeri vardır. Cennetlikler her cuma gün oraya gelirler. Kuzey rüzgarı eserek yüzlerini ve elbiselerini okşar da daha güzel ve alımlı olurlar. Daha güzel ve daha alımlı olarak eşlerinin yanına dönünce eşleri onlara ‘vallahi daha güzel ve daha alımlı oldunuz.’ derler. Cennetlikler de eşlerine ‘vallahi, bizden sonra siz de daha güzel ve daha alımlı oldunuz.’ diye cevap verirler.”(Müslim)
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, ayın ondördüncü gecesi aya bakarak, buyurdu ki, “ Sizler şu ayı nasıl görüyorsanız, çıplak gözlerinizle Rabbinizi de öyle göreceksiniz. O’na bakarken gözleriniz kamaşmayacaktır.”(Buhari-Müslim)
“Cennetliklere Rabblerini görmekten daha değerli bir şey verilmemiştir.”(Müslim)
Alıntıdır : www.namazvebiz.tr.gg