Kabe Hakemliği
Kabe Hakemliği
Otuzbeş yaşında bulunduğu sırada Kâ'be hakemliği yaptı. O zaman yağmur ve seller sebebiyle Kâ'be'nin duvarları iyice yıpranmış, bir yangın sebebiyle de tahribata uğramıştı. Bu durum üzerine Kureyş kabilesi Kâ'beyi İbrahim aleyhisselâmın yaptığı temele kadar yıkıp yeniden yapmaya başlamıştı. Her kabileye bir bölümü verilerek duvarları yükselttiler. Bu işin büyük bir şeref olduğunu bilen kabileler, Hacer-ül-esved taşını yerine koyma hususunda anlaşamadılar.
Her kabile böyle bir şerefe sahip olmak istediğinden aralarında gittikçe artan büyük bir anlaşmazlık çıktı. Dört beş gün süren bu anlaşmazlık sebebiyle nerdeyse kan dökülecekti. Bu sırada Abdülmuttalib'in dayısı ve yaşlı bir zat olan Huzeyfe'nin (Ey Kureyş topluluğu! Anlaşamadığınız iş hakkında hüküm vermek üzere, şu kapıdan ilk girecek zatı aranızda hakem yapın!) diyerek Beni Şeybe kapısına işaret etti. Orada bulunanlar bu teklifi kabul ettiler ve Beni Şeybe kapısına bakarak ilk girecek ve işin en nazik anında bu işi halledecek kimseyi beklemeye başladılar.
Nihayet kapıdan, doğruluğunu, üstün ahlâkını son derece takdir ettikleri ve "Emîn" (güvenilir) dedikleri Muhammed aleyhisselâmın geldiğini gördüler, (İşte El-Emin, onun hükmüne razıyız) dediler. Durum Muhammed aleyhisselâma anlatılınca bir örtü istedi. Hacer-ül-esved'i bir örtü üzerine koyup (Her kabileden bir kişi bir ucundan tutsun) buyurdu. Taşı konulacağı yere kadar kaldırttı. Sonra da kendisi taşı kucaklayıp yerine koydu. Mekke'de çıkmak üzere olan büyük bir harbin böylece önlendiğini gören kabileler, onun bu hareketinden çok memnun oldular. Sonra da yarım kalmış olan duvarları yaparak tamamladılar.
Konu Araştırmacı : A.DUMAN