Esmaül Hüsna Esintisi - Namaz ve Biz

Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi

Anne ve Babaya Saygı

ANNE VE BABAYA SAYGI


İmandan sonra birinci vazifemiz ana-babanın kalbini kırmamaktır. Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır. Onların kalbini kıranın ibâdeti kabul olmaz. Müslüman doğmamıza ve Müslüman yetişmemize sebep olan ana-babamızın kalbini kırarsak Cennete girmemiz düşünülebilir mi? Müslüman ana babamız, bizden razı olmadıkça, Allahütealâ’nın sevdiği kulu olmamız çok zordur. İyilik ederek rızalarını almaya çalışmalıdır! Allahütealâ ana-babaya iyilik edin buyuruyor.

Peygamber efendimiz bazı hadislerinde Anne-Babaya saygıyı şöyle ifade ediyor:

“Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur. Onlara karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur.”

“Ana-babası, yanında ihtiyarladığı hâlde, [onların rızalarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtülsün.”

“Cihad, fisebilillah [Allah yolunda] sadece kılıç sallamak değildir. Ana-babaya veya evlada bakmak da cihaddır. Ele muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır.”

“Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibâdettir.”

“Ana-babanın yüzüne şefkatle bakana, kabul olmuş bir hac sevabı yazılır.”

“Huzurunda alıcı ile satıcı arasındaki köle gibi durmayan kimse babasının hakkını ödeyemez.”

Yüce Allah (c.c) şöyle emrediyor: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, anne-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı, öf! bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle” [1]. Görüldüğü gibi bu ayette, daha birçok ayet ve hadiste Allah’a kulluktan hemen sonra ana-babaya saygı görevi gelmektedir. 

Konuşmaktan, yürümekten, her türlü ihtiyacını görmekten aciz ve çaresiz iken hiçbir karşılık beklemeden, bizler için uykusuz kalan, yemeyip yediren, en ufak bir rahatsızlığımızda istirahatını terk eden, her şeylerini biz çocuklarına en içten duygularla veren, kederlerimizi dahi sevince dönüştüren annelerimiz, elbette ki saygının ve sevginin en güzeline layıktırlar.

Allah Teala annelerin çektiği acıları Kur’ân-ı Kerim’de onlara iyi davranılmasını emrederek şöyle haber verir: “İnsana anne-babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onu ne zahmetlerle karnında taşıdı ve ne zahmetle dünyaya getirdi. Onun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır . İnsana şöyle emrettik. Bana ve anne-babana şükret. Dönüş banadır”

Anne ve babamıza iyi davranmanın şekli şudur. Onlarla konuştuğumuz zaman sözün en yumuşağını, davranışların en güzelini sergilemeliyiz. Tavır ve hareketlerin en gönül alıcı ve rahatlatıcısını içtenlikle anne ve babalarımıza göstermeli, meşru olan tavsiyelerini mutlaka yerine getirmeliyiz, onlara karşı kaba, kırıcı, üzücü söz ve davranışlardan sakınmalı, ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamalıyızAllah Teala Kur’ân-ı Kerim’de “Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni koruyup yetiştirdikleri gibi şimdi sen de onlara merhamet et’’ şeklinde dua edilmesini buyurmak suretiyle, anne ve babalarımıza ne kadar içten ve nazik davranmamız gerektiğini anlatmaktadır.

Ana-babanın çocuklar üzerindeki haklarını şöyle sıralayabiliriz:

1. İtaat (saygı): Çocukların ana-babalarına karşı en önemli görevleri onlara itaat etmek, yapılması haram olmayan isteklerini yerine getirmektir. Cenabı-ı Allah şöyle buyurur: "Biz insana, ana-babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik. Bununla beraber, hakkında bilgi sahibi olmadığın (ilah tanımadığın) bir şeyi bana ortak koşman için sana emrederlerse, artık onlara bu hususta itaat etme." (el- Ankebût, 29/8) Bu ayet ashaptan Sa'd b. Ebu Vakkâs hakkında nazil olmuştur. Hz. Sa'd olayı şöyle anlatmaktadır: "Ben anneme hürmet ve itaat eden bir çocuktum, Müslüman olunca annem bana:

-Sa'd! bu yaptığın nedir? Ya sen bu yeni dinini bırakırsın, yahut da ben yemem içmem ve sonunda ölürüm. Sen de benim yüzümden; "anasının katili!" diye ayıplanırsın, dedi. Ben; "Anneciğim böyle yapma. İyi bil ki, ben bu dini bırakmam!" dedim. Ve iki gün iki gece bekledim. Kadın ne yedi, ne içti. Bunun üzerine:

"-Vallahi anne, iyi bil ki, senin yüz canın olsa da bunlar birer birer çıksa, ben bu dinimi yine bırakmam. Artık ister ye, ister yeme" dedim. Bu azmimi görünce annem bu direnmesinden vazgeçti. Bunun üzerine yukarıdaki ayet-i kerime nazil oldu. (Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, XII, 121 ) .

Peygamber Efendimiz de bir hadislerinde: "Allah size, annelerinize itaatsizliği... Haram kıldı." (Buhârî, Edeb, 4).Yukarıda zikredilen ayet ve hadislerden de anlaşılacağı gibi ana-babaların istek ve arzularını yerine getirmek, onlara karşı çıkmamak Allah'ın emridir. Ancak, ana-baba çocuğundan Allah'a karşı gelmesini, O'nu inkâr etmesini, farz kıldığı bir şeyi yapmamasını, haram kıldığı şeyleri yapmasını emrederse; onların bu istekleri yerine getirilmez. Çünkü Allah'a isyan olan hususta, ana-baba da olsa, insanlara itaat edilmez.

2. Ana-babaya iyi davranmak. Allah'uTeâlâ Kur'an-ı Kerim’de, insanın kimlere karşı görevleri olduğunu sıralarken şöyle buyurur:
"Yüce Rabb'ın şöyle emretti; Yalnız Allah'a ibadet edeceksiniz, ana-babalarınıza iyilik yapacaksınız. Şayet bunlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa sakın onlara "öf " dahi deme, yüzlerine bağırma, onlara tatlı söz söyle. Onlara, merhamet belirtisi olarak tevazu kanadını aç da, "Ya Rab, küçüklüğümde bana şefkat gösterdikleri gibi, sen de onlara merhamet et" de "(el-isrâ, 17/23-24)
Peygamber Efendimiz de "kime iyilik yapayım?" diye üç defa soran bir sahabeye, üç defasında da, "annene" cevabını verdikten sonra dördüncü soruda, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1).Ana-baba, çocuklarına yeteri kadar iyilik yapmamış olsalar, hatta bazı zararları dokunmuş olsa da, çocuklar, onlara yine de iyi davranmak mecburiyetindedir. Çünkü insanlar yaşlandıkça çocuklaşır. Çocukluğumuzdaki yanlış ve zararlı davranışlarımızı güler yüzle karşılayanlar bize muhtaç duruma gelince onlara, bize yaptıkları gibi iyi davranmamız aynı zamanda bir şükran borcudur.

3. Maddî ihtiyaçlarını gidermek. Yaşlanıp kendi ihtiyaçlarını temin edemez hâle gelince ana-babaların bütün ihtiyaçlarını temin etmek çocukların görevidir. Bu görev sadece ahlâkı olmayıp, hukuken de vardır. Bu görevini yerine getirmeyen kimse İslâmî yönetim tarafından buna zorlanır. Allah bu görevi evlâtlara yüklemektedir: "Ey Peygamber! Sana ne sarf edeceklerini soruyorlar. De ki, sarf edeceğiniz mal ana-baba, akrabalar, yetimler, düşkünler ve yolcular içindir. Yaptığınız her iyiliği Allah bilir. " (el-Bakara, 2/215).Ashabı-ı Kirâm'dan Ebu'd-Derdâ Hz. Peygamber'in (s.a.s.) kendisine dokuz önemli şey tavsiye ettiğini, bunlardan birinin de; ana-baba da dahil olmak üzere aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu belirtir. (Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 9) Yine Peygamberimiz, cihada katılmak isteyen bir sahabeyi, ihtiyaçlarından dolayı, ana-babasının yanına göndermiştir. (Buhârî, el-Edebu'l-Müfred, 9).

4. Saygısızlık etmemek. İslâm ümmetinin prensibi büyüklere saygı, küçüklere sevgidir. Saygıya en lâyık olanlar, saygıda kusur etmeyi dahi aklımızdan geçirmememiz gerekenler de ana-babalarımızdır. Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) ashabına;

-"Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?" diye üç defa sordu. Üç defasında da "evet bildir, Ey Allah'ın Resulü" diyen-ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; "Allah'a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek" olduğunu belirtir. (Buhârî, Edeb, 6).

"Ana-babamı ağlar hâlde terk ederek, hicret etmek üzere senin emrini almaya geldim" diyen bir sahabeye Peygamberimiz (s.a.s.):

-"Onlara dön, nasıl ağlattınsa onları öylece güldür, sevindir" der ve henüz Müslüman dahi olmayan ana-babasının yanına gönderir.

5. Rızalarını almak. İnsanın dünyadaki en büyük görevi şüphesiz ki, Allah'ın rızasını kazanmaktır. Bundan hemen sonra rızasını almamız gerekenler ise, ana-babalarımızdır. Çünkü, yukarıda geçen ayetlerde de görüldüğü gibi Allah'uTeâlâ, kendisine ibadetten hemen sonra ebeveyne iyiliği emretmiş, Peygamberimiz de (s.a.s.): "Allah'ın rızası, babanın rızasında, gazabı da gazabındadır" (Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1; Tirmizî, Birr, 3) buyurmuştur. İyilik yapmada babadan önce gelen annenin durumu da, tabii ki böyledir.

Peygamberimiz (s.a.s.) çok öfkeli bir şekilde üç defa, "Yazıklar olsun o kimseye " dediğinde Ashab-ı Kiram; "Kimdir o? Ey Allah'ın Resulü! " diye sorunca;

"Ana-babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı hâlde, Cennet'e giremeyip Cehennem'i boylayan kimse" der. (Müslim, Birr, 9).

Abdullah b. Amr b. el-Âs'ın anlattığına göre, bir adam peygamberimiz (s.a.s.)'e gelerek cihada gitmek için izin istedi. Peygamberimiz de ona; "Annen baban sağ mıdır?" diye sordu. Adam: "Evet", deyince Resulullah (s.a.s.): "O hâlde sen önce onların rızasını almaya çalış, " buyurarak ona bu görevini hatırlattı. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VIII, 377).

6. Kötü söz söylememek. Onları incitecek her tür kötü söz ve davranıştan kaçınmak gerekir. Bu kötü davranışların ebeveyne doğrudan yapılması haram olduğu gibi, onlara kötü söz söylenmesine sebep olmak da haramdır. Cenâb-ı Allah'ın, "Onlara öf dahi demeyin" yasağı yanında Peygamberimizin şu hadis-i şerifi de çok dikkat çekicidir:"Bir kimsenin ana-babasına sövmesi büyük günahlardandır".

-Ashab-ı Kirâm: "Bir kimse ebeveynine nasıl söver?" deyince,

-Efendimiz (s.a.s.): "Biri başkasına kötü bir söz söyler, o da tutar bunun ebeveynine söver" diye cevap verdi. (Buhârî, Edeb, 4).

7. Öldüklerinde hayırla anmak, dua etmek. Ana-baba ölmekle onlara karşı olan sorumluluklar bitmez. Onların temiz hatıralarını devam ettirmek gerekir. İnsanları insan yapan da bir bakıma, nesilden nesile miras olarak intikal eden bu güzel duygu ve hatıralardır. Peygamberimizin; "Sevgi, veraset yoluyla kazanılır" (Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 22) hadîsi de bu gerçeği ifade etmektedir. Böylece, nine ve dedelerle torunlar arasında bir sevgi bağı kurulmuş olur. Onları hayırla anmak, bağışlanmaları için dua etmek, Allah'u Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim’de bize öğrettiği dualardandır; "Ey Rabbimiz! İnsanların hesaba çekileceği kıyamet gününde beni, annemi, babamı ve bütün müminleri bağışla. " (İbrahim, 14/41 ) .

 

Araştırmacı - Yazar : Kadir CEYLAN

Resim Galerisi - 3D Resimler

ad
ad
ad
ad

Esmaül Hüsna

Dergi'nın Amacı

Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi... Kainatın sahibi olan Rabbimizin birbirinden güzel isimlerini içinde bulundurur Esmaül Hüsna. Bu güzelliği duyurmak için çıktık yola. Kainatın, bu güzel isimler üzerine kurulu olduğunu bilerek iman, ahlak, bilim, sanat, tarih gibi konuları tek bir çatı altında toplamak istedik... Devamı

Sağlık | Resim Galerisi | Sizden Gelenler | Faydalı Siteler| İslami Konular | Teknoloji

Copyright © 2010 - 2021 Namaz ve Biz Katkılarıyla | Site Web Tasarım Abdullah DUMAN
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol